Site icon Tek Başına da Olur

Kaz Dağları – Mehmetalan Köyü – Edremit

Kaz Dağları hakkında bir gezi yazısı yazmak benim için gerçekten çok önemli. Her ziyaretimde beni daha da çok büyüleyen, doğasına hayran olduğum, gezilecek, görülecek ve keşfedilecek yerleri hiç bitmeyen bir çoğrafya. Bundan 4 yıl önce ilk kampımı yaptığım yer; Kaz Dağları. Kamp alanına ulaştığımızda “burada, 4 gün dağın başında ne yapacağız!” dediğimi ve sonra tatili 3 gün daha uzattığımı hatırlıyorum. Hatta şu an içine girdiğim bu maceranın tohumları orada atıldı desem daha doğru olur.

Kaz Dağları, aslında öyle kolay kolay bir yazıda toparlanıp anlatılacak bir bölge değil. Anlatılacak çok hikayesi ve gezilecek çok yeri var. Bu bölgeye yapılacak en güzel gezi için rotA Kaz Dağları’na Edremit’ten girip Çanakkale’den çıkmak olur, ama hakkını vermek için en az 10 gün ayırmak gerekir.

Biga Yarımadası ortasında, yaklaşık 1800 metreye yükselen ve mitolojideki adı ile İda Dağı olarak da bilinen Kaz Dağları ‘nın tarihi, hakkındaki efsaneleri, gezilecek yerleri anlatmakla bitmez. Ayrıca konu ile ilgili yaptığım araştırmalarda (resmi bir belgeye rastlamadım) konumu ve yapısı itibarı ile Türkiye’nin oksijen seviyesi en yüksek yeri olarak da biliniyor.

Kaz Dağları ile ilgili internet üzerinde sayfalarca bilgi var. Herşeyi, her tarafı yazılmış, anlatılmış. Hasan Boğuldu Şelalesi ‘ni duymayan yoktur heralde, o kadar çok yazılmış ki; gittiğinizde mangal kokusundan nefes alamıyor, kalabalıktan yürüyemiyorsunuz. Çok yazıldığı için oradan da bahsetmeyeceğim.

Mehmetalan Köyü – Zeytinli Deresi

Kaz Dağları Gezisi

Benim ziyaret ettiğim bölge dağın biraz daha sessiz, sakin ve az bilinen tarafı, Mehmetalan Köyü. Ulaşmak için Edremit üzerinden Asos istikametine giderken sağda Zeytinli tabelasını gördüğünüzde giriş yaparak birkaç km sonra Zeytinli Köyü ’ne ulaşıyorsunuz. Burada küçük bir mola verip meydandaki kahvede çay veya kahve eşliğinde bir şeyler atıştırabilirsiniz. Kamp için ihtiyaçlarınızı, eksiklerinizi burada tamamlayın, zira buradan sonra alışveriş için bir yer bulmanız mümkün olmayacak. Köy olduğuna bakmayın oldukça gelişmiş bir yer. İstediğiniz her şeyi bulabilirsiniz. Köyün tam ortasından geçerek yine birkaç km sonra Mehmetalan Köyü’ne ulaşacaksınız. Buraya kadar yol asfalt.

Mehmetalan’da etrafı biraz gezip eski taş evleri fotoğraflayabilir, sokaklarda evlerinin önünde zeytin, zeytinyağı ve köy yumurtası gibi ürünler satan köy halkından alışveriş yapabilirsiniz. Köyün içinden stabilize yola girerek dağa doğru çıkışa başlıyorsunuz.

Zeytin ağaçları ile çevrili bu yola her girdiğimde büyülü bir kapıdan geçiyormuş gibi hissediyorum kendimi.

Herşey geride kalıyor sanki. Buradan itibaren artık doğa ile başbaşasınız. Bütün sesler kesiliyor. Duyduğunuz yegane ses esen rüzgarın, cırcır böceklerinin ve akan derelerin sesi oluyor.

Stabilize yoldan ayrılmadan 6-7 km yukarı doğru çıktığınızda, Zeytinli Deresi kıyısına kurulmuş 3 tane tesis/kamp alanı var. Bunlar yol kenarında olmadığı için tabelaları iyi takip etmeniz gerekiyor. Tabela derken de, öyle otoyol tabelası beklemeyin. Taşlara ve tahtalara yazılmış isimlerden bahsediyorum. Sırası ile Hızır Kamp, Akaleos ve Akyar. Ben bu sene Akaleos’da kaldım. Hızır Kamp’a rezervasyonsuz giriş yapılamadığı için ve ben de önceden yapılmış planları sevmediğimden oraya girmedim (Hızır Kamp ile ilgili internet üzerinde yeteri kadar bilgi bulabilirsiniz) Daha çok yoga ve benzeri aktiviteler ile uğraşan kişlierin tercih ettiği bir işletme ve buna odaklanmış bir kültür var. Hızır Kamp’ı geçtikten 500 m. sonra Akaleos ‘a ulaşıyorsunuz.

Akaleos Hakkında

Akaleos öğretmen bir ailenin emeklilik dönemlerinde yaşamak için aldıkları bir arazi. Çok fazla talep gelmesinin ardından burayı bir kamp alanı halinde işletmeye karar vermişler. Çok güzel kurgulanmış bir tesis. Gerek dekorasyonu, gerekse yerleşimi oldukça keyifli. Küçük bir alan olmasına rağmen her köşesinde ayrı bir tat ve doku var.

Akaleos ‘da gün içinde vakit geçirebileceğiniz çardaklar

Zeytinli Deresi önünden aktığı için kahvaltınızı ettikten sonra 10 adım atarak kendinizi buz gibi suya bırakabiliyorsunuz. Gerçi ben bunu uyanır uyanmaz yapmayı tercih ediyorum. Uyanınca ilk yaptığım şey suya girmek genelde, orada kaldığım sürece bu hiç şaşmadı. Çadırın hemen önünden akan bir dere olması kamp yapanlar için büyük bir lüks.

Çadırı kurduğum yer ve önümden akan Zeytinli Deresi

Henüz çok yeni, 2 yıldır hizmet veriyorlar. Her sene biraz daha gelişen, duyulan bir yer. Konaklama için ormanın içine yerleştirilmiş çadırları ve 1 tane de ağaç evleri var. Çadırı ister kendiniz getirin, ister onların çadırlarını kullanın geceliği kişi başı 35 TL. Referans olması açısından; gözleme, menemen 10 TL , kahvaltı veya köfte ise 20 TL. Akaleos en sevdiğim yanı gelenleri özgür bırakmaları. Hiçbir konuda dayatmaları yok. Ayrıca Ali Hoca ve eşi ile birlikte yaptığı nefis Sızma Zeytinyağı ‘ndan mutlaka alın. Nefis oluyor, hatta adımı verirseniz indirim de yapabilir :))

Çadırını istediğin yere kur, kendi yiyeceğini getir, çadırının önünde ateşini yak, kafana göre takıl.

Bazı kamp alanlarında olduğu gibi wc, şezlong vs. hizmetleri için ek bedel talep edilmiyor. Bir tesis içinde ama sanki tek başınıza dağda kamp kurmuş gibi zaman geçirebileceğiniz bir yer. Çadırların kurulduğu alan ile restoran arasında kısa bir mesafe olmasına rağmen 2 farklı yer gibi bölünmüş. Arazi dereye paralel uzandığı için her zaman dere kenarındasınız, bu da büyük bir avantaj.

Ayrıca tesiste her türlü içecek, yiyecek olmasına rağmen buradan satın almak zorunda değilsiniz. Hatta onlar her gün Zeytinli Köyü’ne giderek verdiğiniz siparişleri alarak market fiyatına size teslim ediyorlar. Bu daha önce hiçbir yerde rastlamadığım oldukça önemli bir hizmet.

Akaleos’un restoran alanından bir görüntü

Fotoğrafların büyük hali için üzerine tıklayın

Akaleos’da ne var, ne yok?

İletişim Bilgisi : Ali Akbulut (nam-ı diğer Ali Hoca) – 0537 418 35 68

Kaz Dağları ‘nın bu bölgesinde başka ne yapılır? 

Hemen yakın mesefade yapılabilecekler konusunda önerilerim şöyle;

Akyar Kamp – Ana yoldan Akaleos’a ayrılmadan yukarı doğru devam ettiğinizde Milli Park’tan önce son kamp yeri olan Akyar’ı ziyaret edebilirsiniz. Çok daha sakin bir yer olduğunu söyleyebilirim, ayrıca hemen aşağısında bulunan gölete mutlaka uğrayın, burada suya girmek oldukça keyifli

Zeytinli Deresi – Akyar’dan sonra yoldan yukarı doğru devam ettiğinizde artık başka kamp yeri yok ama Zeytinli Deresi’nin kaynağına paralel giden yola ulaştığınızda dere üstünde küçük şelaleler ve jakuzi büyüklüğünde göletler var. Tabii yukarı çıktıkça suyun soğuduğunu asla unutmayın. Ben soğuk sevdiğim için buralara bayıldım.

Yangın Gözlem Evi – Yol üstünde tabelası yok ama sorarak bulabilirsiniz. Kaz Dağları ve tüm vadiyi Akçay’a kadar gören, muhteşem manzarasıyla sizi etkileyecek bir tepe. Burada zaman geçirmek çok dinlendirici. Vaktiniz ve aracınız varsa geç saate kadar durmanızı öneririm. Geceleri, özellikle dolunayda harika oluyor.

Dağda Kamp – Bu işletmeleri geçtikten sonra kamp alanları bitiyor ama üst taraflarda derelerin kenarında veya ormanın içinde kamp yapmak için doğa harikası yerler var. “Ben doğada yaşarım arkadaş, korkmam, çekinmem” diyorsanız tercih edebilirsiniz, ama vahşi hayvanlar konusunda çok dikkatli olmanız gerekiyor. Özellikle aracınız yoksa oldukça tehlikeli olabilir. Ayı, domuz, yılan, çakal, vaşak, kurt vs. konusunda bilgili olmanız gerekiyor.

Yol üstünde öylesine yapılmış dinlenecek yerlerden biri

Kaz Dağları ’nda diğer ziyaret edilecek yerler?

Kaz Dağları, doğa severler için her köşesinde ayrı güzellik bulabileceğiniz, bazen dağ yollarında gezerken gördüğünüz dere kenarındaki kocaman bir ağaca hayran olup, “burada gece kamp kurmalıyım” dediğiniz 100’lerce yeri olan bir çoğraya harikası. Yolunuz Kaz Dağları’na düştü ise aşağıdaki yerler de ziyaret edilmek üzere aklınızda olsun.

Çamlıbel Köyü: Eski çağlara kadar uzanan bir tarihi var. Tuncel Kurtiz’in meşhur oteli ile Düşler Vadisi’de bu köyde.

Yeşilyurt Köyü: Medeniyete daha yakın olan bu köy daha turistik bir yer. Taş evlere merakı olanlar için gezmesi oldukça keyifli olacaktır. Çok bilinen bir yer olduğu için fiyatları da ona göre tabii.

Tahtakuşlar Köyü: Türkiye’de ki ilk özel müze olan Tahtakuşlar Etnoğrafya Müzesi bu köyde.

Adatepe Köyü: Sit alanı olarak korunan bu köyde restore edilmiş çok şık taş evleri görebilirsiniz. Hoca Kayası adlı yer köyü tepeden görür ve güzel bir manzaraya sahiptir. Zeus Altarı’na yakındır. Buradan tüm körfezi görebilirsiniz.

Kızılkeçili Köyü: Özellikle zeytini ile ünlü bu bölgede Anıt Ağacı’nı ziyaret edebilirsiniz.

Mıhlı Çayı: Ormanlık olan bu bölge doğada kamp yapmak isteyenler için idealdir. Çay kenarında güzel yerler bulmanız mümkün. Roma döneminden kemerli köprüsü ve Rumlar’dan hediye kalan miras kalan değrimeni ile bilinir. Değirmenin yakınında güzel bir de şelalesi var.

Şahindere Kanyonu: Burası Orman İşletme Müdürlüğü kontrolünde ve ancak izin ile girilebiliyor. Kanyon 27 km uzunluğunda ve 600 m yüksekliğinde. Yine bu bölgede Dereçatı’da bulunan gölcüklerde yüzebilirsiniz.

Hasan Boğuldu: Sütüven Şelalesi ile aynı bölgede şelalenin etkisi ile havuz oluşmuş bir yer. Suyu da buz gibi, yalnız son dönemde çok duyulduğu için aşırı kalabalık olabilir.

Yeni dostlar edindiğim, yeni yerler keşfettiğim ve yıllardır gidiyor olmama rağmen yine doyamadığım bir Kaz Dağları gezisi oldu. Umarım gitmeyenler de en yakın zamanda ziyaret eder ve bu güzelliğin keyfini çıkarır.

Not : Yazıda eksik kaldığını düşündüğünüz bilgileri, sormak istediklerinizi yorum olarak aşağıya, Facebook üzerinden sayfaya veya mail ile bana iletebilirsiniz. Böylece gözden kaçanları yazıya ekleyebilirim. 


Kaz Dağları nerede  merak ediyorsanız Gezitta.com çok güzel bir yazı yazmış.


Anlık videolar, fotoğraflar için instagram.com/tekbasinadaolur adresini takip etmeyi unutmayın;

Exit mobile version